Kore Mutfağı’nın en sevilen lezzetlerinden olan kimçi, tarihi 289 yılına dayanan ve UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası listesine girmiş farklı bir lezzettir. Kimçi’nin faydalarının çok olduğunu söylemek gayet mümkündür.
Türkiye’nin lahana turşusuna, Almanya’nın sauerkraut’una, Çin’in pauçi’sine, Japonya’nın tsükemono’suna, Hindistan’ın açar’ına benzeyen Kore’nin kimçi’si de probiyotik özellikler taşımaktadır. Korelilerin uzun ömürlerinin nedenlerinden birisi olarak gördüğü kimçi laktik asit bakterileri içermektedir. Özellikle içerdiği,
- Lactobacillus Kimchii,
- Weissella Claria,
- Lactobacillus Plantarum,
ve daha birçok bakteri ile probiyotiklerin gösterdiği, insan sağlığına birçok olumlu etkisi bulunduğu tespit edilmiştir.
Kimçi lif yapısı olarak, kalın bağırsağa ulaşan, sindirilemeyen karbonhidrat bileşikleri içermektedir. Bitkilerin hücre duvarlarını oluşturan selüloz, pektinler, hemiselüloz, polifruktoz ve ligninden içeren bu karbonhidratlar da, mikrobiyom sakinleri için enerji kaynağı görevi görmektedir. Bu açıdan kimçinin bağırsaklarımızdaki bakterilerin etkinliklerini ve çoğalmalarını tetiklediği için prebiyotik özelliğe sahip olduğu da kabul edilmekte1 ve bu sayede prebiyotiklerin faydalarını da göstermektedir.
Kimçi sahip olduğu bu prebiyotik ve probiyotik özellik dışında, içerdiği yüksek miktardaki
- C vitamini,
- A vitamini,
- B1 vitamini,
- B2 vitamini,
- Karoten,
- Kalsiyum,
- Demir,
içeriği ile de oldukça faydalıdır2.
Sözün Özü…
Çok bilmediğimiz, ama çok da uzak olmayan kimçi, düşük kaloriye sahip iken, mineraller, vitaminler ve lif içeriğiyle zengindir3. Ayrıca makro ve mikro besinler açısından, flavanoid antioksidanlar ve diğer besinler içermesi4, hem prebiyotik hem de probiyotik özellikler taşıması, kimçiyi fermente beslenme ve insan sağlığı açısından önemli bir yere konumlandırmaktadır.