Selanik türküsü olarak da bilinen çalın davulları türküsü düğününden birkaç gün önce ölen Fitnat Hanım için yakılmış bir ağıt olan bir türküdür ve türkünün hikayesi Selanik’te geçer.
Çalın Davulları Türküsünün Hikayesi
Balkanlarda, köyünde yaşamakta olan Mehmet adında bir genç, çalışmak ve yeni bir hayat kurmak adına Selanik’e gitmeye karar verir. Selanik’e ulaşan Mehmet, Selanik Çarşısı’nda kumaş satan, sevilen bir esnaf olan Rüstem Ağa’nın yanında işe girme fırsatını yakalar. Becerikli bir bir genç olan Mehmet, Rüstem Ağa’nın yanında işi çabucak öğrenir, dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile kısa sürede bir erkek çocuğu olmayan ve hep erkek çocuk sahibi olmak isteyen Rüstem Ağa’nın güvenini kazanır.
Gel zaman git zaman Mehmet, Rüstem Ağa’nın kızı olan Fitnat’ı görür ve gönlünü ona kaptırır. Bir süre uzaktan devam eden bu hislerin karşılıklı olduğunun ortaya çıkması üzerine Mehmet’in ailesi Selanik’e gelir ve Rüstem Ağa’dan Fitnat’ı isterler. Büyüklerin onayı ile birlikte, Mehmet ile Fitnat’ın evlenmesine karar verilir ve düğün hazırlıklarına başlanır.
Bu sırada Selanik’te bir kolera salgını başlamıştır ve salgın Selanik halkını kırıp geçmektedir. Kötü bir talihin eseri olarak, düğüne kısa bir süre kalmışken Fitnat koleraya yakalanır ve yatağa düşer. Şifa bulması umuduyla Alaca İmaretine götürülen Fitnat, iyileşemez ve günden güne sararıp solar. Durumu giderek kötüleşen Fitnat, yakında öleceğini hissederek, içindeki duyguları türküye döker…
“Çalın davulları çaydan aşağıya
Mezarımı kazın bre dostlar belden aşağıya
Suyumu kaynatın kazan doluncaya…
Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver.
Al başımdan bu sevdayı, götür yâre ver.”
Fitnat kısa sürede ve düğününe üç gün kala hayatını kaybeder. Gençliğinin baharındaki Fitnat’ını, düğünün hemen üç gün öncesinde kaybeden Mehmet, Fitnat’ın mezarını kendisi kazar ve onun yarım bıraktığı türküyü haykırarak tamamlar:
“Selânik içinde selâ okunur,
Selânın sedası cana dokunur.
Gelin olan kıza kına yakılır.
Aman ölüm zalim ölüm, üç gün ara ver.
Selanik Selanik… Issız kalasın.
Taşına toprağına bre dostlar, diken dolasın
Sen de benim gibi yarsız kalasın.
Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver.
Al başımdan bu sevdayı, götür yare ver.”
Çalın Davulları Türküsünün Sözleri
Çalın davulları çaydan aşağıya aman aman
Mezarımı kazın bre dostlar belden aşağıya
Koyun sularımı kazan dolunca aman aman
Aman ölüm zalım ölüm üç gün ara ver
Al başımdan bu sevdayı götür yare ver
Selânik içinde selâ okunur
Selânın sedası bre dostlar cana dokunur
Gelin olan kıza kına yakılır
Aman ecel canım ecel üç gün ara ver
Al başımdan bu sevdayı götür yare ver
Selanik Selanik viran olasın aman aman
Taşını toprağını seller alasın
Sen de benim gibi yarsız kalasın aman aman
Aman ölüm zalım ölüm üç gün ara ver
Al başımdan bu sevdayı götür yare ver
Çalın Davulları Türküsünün Anlamı
Düğününden birkaç gün önce ölen Fitnat Hanım için yakılmış bir ağıt olan bu türkü, Selanik türküsü olarak bilinmekle birlikte, Yunanistan’da, Makedonya’da ve civar yörelerde yerel başka kayıtları da mevcuttur. Bu nedenle Rumeli Türküsü olarak tanımlanması daha doğrudur.
Bununla birlikte türkünün “Selanik türküsü” olarak da bilinmesinde ve adlandırılmasınında, daha derin ve köklü bir neden bulunmaktadır.

Daha büyük görüntülemek için resme tıklayınız.
“Ah Selanik!”
Mustafa Kemal’in bu akşam mahzun bir hali vardı.
Akıbeti karanlık, anavatandan uzak ve halkı yabancı bir ülkenin müdafaasında karşılaşacağı müşkülleri düşündüğünü sanmıyordum. Mustafa Kemal, tam manasıyla bir askerdi. Zorluklara, her türlü meşakkate göğüs germesini bilir, adeta bundan zevk alırdı. Herhalde üzüntüsünün bir sebebi olmalıydı.
“Sende bir şey var.” dedim, “Ne oldu?”
“Bir şey yok.” dedi, “Fakat müteessirim. Doğup büyüdüğüm Selanik acaba Türklerin elinde kalacak mı? Ben eğer Trablus’tan dönersem, yine buralara gelebilecek miyim?”
“Ne demek istiyorsun?”
Gözleri nemlendi.
“Korkuyorum, Fuat, korkuyorum.”
O gece saatlerce konuştuk. Balkanların durumunu inceliyor, Balkan Savaş’ını mukadder ve yakın görüyor, hükümet edenlerin ilgisizliğini, İttihatçı askerlerin hala politikadan ayrılmamış olmalarını teessürle anlatıyor, Arnavutluk Harekâtı sırasında kurmay başkanı olarak bulunduğu Mehmet Şevket Paşa’ya tehlikeleri birer birer sayıp döktüğünü söylüyor; Paşa, artık cemiyete söz geçiremiyor diyordu.
O gece ay Olimpos Dağları’nın arkasında kaybolurken, Mustafa Kemal içini çekerek:
Ah, Selanik, seni bir daha Türk olarak görecek miyim?
dedi. Baktım, ağlıyordu. O altın sarısı saçlarını okşadım. Teselli etmeye çalıştım.
Ben, Mustafa Kemal’in, bütün müşterek hayatımız boyunca bu derece müteessir olduğunu görmedim.”
Ali Fuat Cebesoy
Kaynak Sınıf Arkadaşım Atatürk
Selanik…
Mustafa Kemal Paşa’nın Balkan Savaşlarından önce, tam da öngördüğü gibi,
- 9 Kasım 1912’de Tahsin Paşa, çok yanlış bir karar alarak, şehri koruyamayacağı inancıyla Selanik’i savunmasız bırakmış,
- Devletin üzerinde yükselmiş olduğu ve yaklaşık 5 asırdır hakimiyetinin sürdürdüğü Rumeli birkaç yıl içerisinde ve oldukça travmatik bir şekilde kaybedilmiş,
- Milyonlarca Türk ve müslüman da yüzyıllardır atalarının yaşadığı toprakları arkalarında bırakıp Anadolu’ya göçmek zorunda kalmış,
hem bir Selanikli olan Mustafa Kemal Atatürk’ün hem de tüm milletin kaldırması çok ağır olaylar yaşanmıştır.

Bu nedenledir ki çalın davulları türküsü, Mehmet ve Fitnat’ın acı biten hikayesi nedeniyle kavuşamayan âşıkların türküsü olduğu kadar; tıpkı Mehmet’in Fitnat’ı kısa bir sürede kaybettiği gibi, özelde Selanik’in genelde de Rumeli’nin kaybının hissettirdiği duyguların yarattığı bir ağıt olarak da toplumsal bellekte simgeselleşmiştir.
Bu nedenledir ki bu çalın davulları türküsü, bir diğer adıyla Selanik türküsü, Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiği türküler arasında yer almıştır.
Bu nedenledir ki, yaşayan en önemli Türk opera sanatçılarından Murat Karahan, Türk tarihinin en büyük trajedilerinden birisi olan Rumeli’nin kaybını, sözlerinde ve ezgisinde bu derin hisleri taşıyan Selanik Türküsü’nü, 19 Mayıs 1919’un 100. yılında, 2019’da Samsun’daki konserde olduğu gibi tekrar bizlere hatırlatmaktadır.
Yazı Notları
İlk Yayın Tarihi, 17/11/2021
Toogl Ölçümüne Göre,
Çalışılan Gün, 2 gün
Çalışma Süresi, 2 saat 12 dakika
Yazınızı büyük bir zevkle okudum. Benimde her dinlediğimde sözlerinin etkisinde kaldığım harika türkülerden biri.
Yüreğindekini yazıya aktarmak bu olsa gerek.
Atamın sevdiği türkü olunca da başka bir dokunaklı oluyor.
Sizin sayenizde yeniden dinledim. Teşekkürler…
Çok teşekkürler… 🙏🏼
Çok duygusal, çok iç acıtan bir hikaye. TekSanDer konserinin birinde de hikayesi anlatarak okumuşlardı. Ama işin içine Mustafa Kemal duyguları da girince daha da acıklı oldu. Emeğine sağlık Emrah’cım, çok güzel anlatmışsın.
Çok teşekkür ederim Selma Hanım.
Evet türkü de, Balkanların terk edilişi de çok acıklı…